HIV ve AIDS: Fark Nedir?

HIV bir virüstür.

HIV, bağışıklık sisteminin bozulmasına yol açabilen bir virüstür. “HIV” terimi, insan immün yetmezlik virüsü anlamına gelir. Adı virüsü açıklıyor: Sadece insanlar onu kapabilir ve bağışıklık sistemine saldırır. Sonuç olarak, bağışıklık sistemi gerektiği kadar etkili çalışamaz.

Bağışıklık sistemlerimiz vücudumuzdaki birçok virüsü tamamen temizleyebilir, ancak HIV’i vücuttan temizlemek o kadar kolay değildir. Bununla birlikte, ilaçlar viral yaşam döngüsünü kesintiye uğratarak HIV'i çok başarılı bir şekilde kontrol edebilir.

AIDS bir durumdur.

HIV enfeksiyona neden olabilen bir virüs iken, AIDS (edinilmiş immün yetmezlik sendromunun kısaltması) bir durumdur. HIV ile temas etmek, AIDS'in gelişmesine yol açabilir.

AIDS veya evre 3 HIV, HIV, bağışıklık sistemine ciddi hasar verdiğinde gelişir. Kişiden kişiye değişen semptomları olan karmaşık bir durumdur. AIDS belirtileri, bir kişinin, onlarla savaşamayan hasarlı bir bağışıklık sistemine sahip olmasının bir sonucu olarak gelişebileceği enfeksiyonlarla ilgilidir. Bir bağışıklık sistemi daha az etkili çalıştığında, belirli kanser türleri daha olası hale gelir.

Antiretroviral tedaviye bağlılık, AIDS’in gelişmesini engelleyebilir.

HIV her zaman 3. aşamaya ilerlemez.

HIV bir virüstür ve AIDS virüsün neden olabileceği durumdur. Bir HIV enfeksiyonu mutlaka 3. aşamaya ilerlemez. Aslında, HIV'li birçok insan yıllarca AIDS geliştirmeden yaşar. Tedavideki gelişmeler sayesinde, HIV ile yaşayan bir kişi normale yakın bir yaşam sürmeyi bekleyebilir.

Bir kişi AIDS olmadan da HIV enfeksiyonu kapabilirken, AIDS teşhisi konan herkes zaten HIV kapmıştır. Tedavisi olmadığı için, AIDS hiç gelişmese bile HIV enfeksiyonu asla geçmez.

HIV kişiden kişiye bulaşabilir.

HIV bir virüs olduğu için diğer birçok virüs gibi insanlar arasında bulaşabilir. AIDS ise, bir kişinin ancak HIV ile temas ettikten sonra edindiği bir durumdur.

Virüs, vücut sıvılarının değişimi yoluyla bir kişiden diğerine bulaşır. En yaygın olarak, HIV, prezervatif kullanılmayan seks yoluyla bulaşır.

HIV her zaman semptom üretmez.

HIV genellikle bulaşmadan yaklaşık iki ila dört hafta sonra grip benzeri semptomlara neden olur. Bu kısa süreye akut enfeksiyon denir. Bağışıklık sistemi enfeksiyonu kontrol altına alarak bir gecikme dönemine yol açar.

Bağışıklık sistemi HIV'i tamamen ortadan kaldıramaz, ancak onu uzun süre kontrol edebilir. Yıllarca sürebilen bu gecikme döneminde, HIV'li bir kişi hiçbir belirti yaşamayabilir. Bununla birlikte, antiretroviral tedavi olmadan, bu kişi AIDS geliştirebilir ve sonuç olarak durumla ilişkili birçok semptom yaşayabilir.

HIV enfeksiyonu basit bir testle teşhis edilebilir.

HIV bulaşmasında, bağışıklık sistemi virüse karşı antikorlar üretir. Bir kan veya tükürük testi, virüsün mevcut olup olmadığını belirlemek için bu antikorları tespit edebilir. HIV antikor testinin pozitif çıkması bulaşmadan sonra birkaç hafta sürebilir.

Başka bir test, virüs tarafından üretilen proteinler olan antijenleri ve antikorları arar. Bu test, enfeksiyondan sadece birkaç gün sonra HIV'i tespit edebilir.

Her iki test de doğru ve uygulanması kolaydır.

AIDS teşhisi daha karmaşıktır.

AIDS geç evre HIV enfeksiyonudur. Sağlık hizmeti sağlayıcıları, HIV gecikmesinin 3. aşama HIV'e ilerleyip ilerlemediğini belirlemek için birkaç faktör arar.

HIV, CD4 hücreleri adı verilen bağışıklık hücrelerini yok ettiğinden, AIDS'i teşhis etme yollarından biri bu hücrelerin sayımını yapmaktır. HIV olmayan bir kişi, 500 ila 1.200 CD4 hücresine sahip olabilir. Hücreler 200'e düştüğünde, HIV'li bir kişinin 3. evre HIV olduğu kabul edilir.

AIDS’in geliştiğini gösteren bir başka faktör de fırsatçı enfeksiyonların varlığıdır. Fırsatçı enfeksiyonlar, bağışıklık sistemi hasar görmemiş bir kişiyi hasta etmeyecek virüs, mantar veya bakterilerin neden olduğu hastalıklardır.

* Burada yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tedavi ve teşhis için lütfen doktorunuza danışınız.

Referans: https://www.healthline.com/health/hiv-aids/hiv-vs-aids#aids-diagnosis

Son Erişim Tarihi: 9.11.2022

Yazar: Cansu Bulut.